Avukatın Hukuki Yardımının Önemi

Avukatın Hukuki Yardımının Önemi

Avukatın Hukuki Yardımının Önemi

 

Bu makalemizde Avukatın Hukuki Yardımının Önemi başlığı altında; Avukatlığın kısa tarihçesi, Ülkemizde avukatlık mesleği, Hukuk davalarında avukatın önemi, Ceza hukuku davalarında avukatın önemi, AYM başvurusunda avukatın önemi ve AİHM başvurusunda avukatın önemi alt başlıklarını ele alacağız.

 

Toplumsal hayat içerisinde insanların veya kurumların çeşitli sebeplerle karşılaştığı, bireyler arasında veya ulusal, uluslararası kurum ve kuruluşların kendi aralarında veya bireylere ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların, problemlerin çözüme kovuşturulması amacıyla; devletler veya uluslararası kurumlar birtakım düzenlemeler ortaya koymaktadır.

 

Bu karmaşık ilişkileri bir düzen içerisinde işleyişini sağlamak için ortaya atılan normlar pozitif hukuk içerisinde çeşitli hukuk kuralları halini almıştır. Günümüzün bu karmaşık yapısı Anayasa, uluslararası sözleşmeler, kanun, tüzük, yönetmeliklerle biçimlenmekte, bireyin yaşamının bir yerinde söz konusu bu düzenlemeler ışığında hukuki bir hak arayışına veya yaptırma aykırı (kanuna muhalefet etmekten) davranış isnadıyla, ulusal veya uluslararası mahkemelerde davacı veya davalı olabilmektedir.

 

Bugün evrensel hukuk mekanizması ceza yargılamalarının tarihsel gelişimi içerisinde üçlü saç ayağı olarak tabir edilen; tez, antitez ve sentez üzerine kurulu diyebiliriz. Hukuk davlarında davalı ve davacı uyuşmazlığa konu savlarını ortaya koyar delillerini sunar, bağımsız mahkemeler kanun ve uygulama sınırları içerinde hüküm vermektedir. Burada avukat taraflardan birisinin vekilliğini üstlenmektedir.

 

Ceza hukuku açısından ise iddia, savunma, bağımsız bir değerlendirme mekanizması üzerine kuruludur. Burada iddia makamı kamu adına savcılık, savunma adına sanığın haklarını avukatlık kurumu müdafii olarak ortaya koyar. Savların ve savunmaların sonunda maddi gerçeği toplum adına vicdani kanaatine göre bağımsız yargıçlar hüküm vermektedir. Özellikle ceza muhakemesinde kuvvetler ayrılığı ilkesi belirgindir. Muhakeme hukukunun işleyişini bu üç süje birbiriyle uyum içerisinde yürütür.  Özellikle ceza muhakemesinde avukatlık mesleği müdafilik olarak yapılmakta olup, hukuk davalarından ayrılan yönlerinden biriside işlenen her suçtan veya suç şüphesinden sanık veya şüpheli dışında toplumunda az veya çok sorumlu olması dolayısıyla, müdafi hem sanık hem de toplum adına savunma yapmaktadır. Müdafi, bağlı bulunduğu barodan, iddia makamı, yargıçlık makamı veya sanıktan bağımsız olarak, adil yargılanma hakkının kullanılmasında meslek kuralları gereğince doğru olan savunmayı yapar.

 

Öncelikle günümüz modern dünyasında elzem olan bir hakikat hukuki bir meselede avukatın hukuki yardımından faydalanılması gerektirdiği gerçeğidir. Zira toplumsal bir varlık olarak insan hayatı boyunca pek çok nedenden dolayı diğer insanlar veya kurumlar, bankalar, şirketler ile etkileşime geçebilmektedir. Bu etkileşimin bir sonucu olarak hukuki ilişkiler ve statüler kurulmaktadır. Devamında bu ilişkilerin çıktısı olarak insanlar veya kurum ya da yapılarla çeşitli uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir.

 

Avukatlığın Kısa Tarihçesi

 

Avukatlık günümüz hukuk mekanizmasının doğuşuyla yakın tarihlerde ortaya çıkmıştır.  İlk olarak; 13 yy sonlarında lonca ve çeşitli iş kolları içerisinde örgütlenmeye başlamıştır.  Günümüze kadar yaklaşık 800 yıllık süreçte hukuk sisteminde vazgeçilmezi olmuş başka bir tabirle yargılama süjesi olarak, bu hukuk mekanizmasının üç temelinden biri haline gelmiştir.

 

Ancak savunma anlamında avukatlığın tarihi çok daha derin ve eskidir, eski yunan ve roma dönemine kadar uzanmaktadır. Nitekim eski Yunan da savunma mesleği soylu bir iş olup, yetkin insanların yapabildiği onurlu bir meslek olarak kabul edilmiştir.

 

Ülkemizde Avukatlık Mesleği

 

Avukatlık mesleğine ilişkin halen yürürlükte olan yasal düzenleme 19.03.1969 tarih 1136 sayılı avukatlık kanunudur. Bu kanunda; Avukatlığın bir kamu hizmeti veren serbest bir meslek olduğu, Yargının kurucu unsurlarından birisi olduğu ve bağımsız savunmayı serbestçe temsil ettiği ifade edilmektedir.

 

Kanunun 2 maddesinde Avukatlığın amacı; “hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.” Şeklinde ifade edilmiştir.

 

Kanunun 34 maddesinde: “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlü” olduğu ifade edilmiştir.  Bir avukat mesleğini ifa ederken avukatlık kanunu ve meslek kurallarına riayet etmek zorundadır.

 

Avukatlık mesleği ilk ortaya çıktığı tarihten bu yana savunma hakkı ve hak arayışının vazgeçilmez süjesi olmuştur. Günümüz dünyasında hukuki uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulduğu yerler bağımsız mahkemeler, arabuluculuk, tahkim yollarıdır. Bu alanlarda da bireylerin bilgi ve birikimi sınırlıdır. Bu nedenle insanlar hukuki iş ve işlemlerde kendisini avukatla temsil ettirmektedir.

 

Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz aynı zamanda hukuki konularda danışmalık, hakemlik, arabuluculuk görevlerini de yerine getirebilir.  Bu çağımızın bu karmaşık dünyasında kişileri veya tüzel kişileri hukuki uyuşmazlıklarda temsil ederek onların hak ve menfaatlerinin en iyi şekilde korunmasına yardımcı olurlar.

 

Günümüzde hukuki uyuşmazlıkların çözümü için, avukatla iletişime geçilmeli ve kesinlikle hukuki yardım alması gerekmektedir.

 

Özellikle 21 yy. dünyanın küreselleşmesi, birçok iş kolu faaliyetlerin insan hayatında yer bulmasıyla daha önceki yüz yıllarda olmayan pek çok ilişki biçimi ve yapıların ortaya çıkmasında neden olmuştur.  Bu etkileşim hukuk alanına da tezahür etmiş, hukuksal düzenlemelerin sayısı giderek artmış, hukuk alanın çeşitli kollara ayrılmasına neden olmuştur. Çağımızda avukatlık mesleği bile kendi içerisinde bölümlere ayrılıp profesyonelleşmeye gitmiştir.  Nitekim çağımızda bile tek bir avukatın bütün hukuki konulara hâkim olması imkânsızdır. O nedenle çeşitli alanlarda belli uzmanlaşmalar görülmektedir.

 

Avukat ile iletişime geçme veya bir avukatın hukuki yardımından faydalanmak, hukuki anlamda usul ve esas noktasında bilinçsizlik, bilgisizlik ve dikkatsizlik sonucu yaşana bilecek hak kayıplarına maddi ve manevi zararların önüne geçecektir.

 

Hukuk Davalarında Avukatın Önemi

 

Hukuk davalarında taleple bağlılık asıldır. Yani hâkim tarafların talepleriyle bağlı olup, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceğini ifade eder. Dolayısıyla dava konusu taleplerinizi yanlış veya eksik talep ederseniz, hak kaybı yaşamanız kaçınılmazdır.  Hukuk dünyasında önemli bir ilke olarak ifade edilen konu usul işlemlerinin davanın esasında öncelikli olmasıdır. Yani siz bir hak talebine konu ettiğiniz ve dava yoluna götürdüğünüz bir konuda, haklı olsanız bile usulen yapılması gereken işlemlerin eksik olması dolayısıyla haklı davanızı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalma ihtimaliniz söz konusudur. Zaman aşımı defileri veya hak düşürücü süreleri nazara almadığınız takdirde, hak kaybı yaşama ihtimaliniz söz konusudur.

 

Özetle dava açmak için sadece ilgili kanunlara bakmak yeterli olmamaktadır. İlgili hukuk alanında işleyen usulleri de bilmeniz gerekmektedir.  Örneğin medeni usul hukuku losyonu almayan sıradan vatandaşlar mağduriyet yaşayacaklardır. Öyle ki dava da, husumet, davaya taraf gösterilen kişiler, kesin sürede bildirilmesi gereken delil ve tanıklar, yatırılacak harçlar, süresinde davalı veya davacıya verilecek cevaplar, bilirkişi raporlarına itirazlar, keşif işlemlerinin takibi her biri elde ki davanın lehe şekilde sonuçlandırılması için önemli detaylar ve aşamalardır. Bu iş veya işlemelerdeki hata ve yanlışlık bütün bir davayı kaybetmenize sebep olabilir.  Hukuki menfaatlerinizi en etkili şekilde kullanabilmek ve netice almak için avukata başvurmalıdır.

 

Bu ve benzeri nedenlerle günümüzde tüzel kişiliği olan kurumlar ya da şirketler bu karmaşık uyuşmazlıkların takibi ve hak ve menfaatlerinin en iyi şekilde korunabilmesi için avukatlardan hukuki danışmanlık hizmeti almaktadır. Nitekim son yıllarda kanun koyucu yapmış olduğu değişikliklerle, belli nitelikte ki şirketlerin zorunlu olarak avukat bulundurması için yasal düzenleme yapmıştır.

 

Ceza Hukuku Davalarında Avukatın Önemi

 

Yine hukukun bir diğer alanı olan ceza hukukunda da avukat ile iletişim ve hukuki yardım olmazsa olmazdır. Zira bir kişi hakkında yürütülen ceza soruşturması veya kovuşturması, kişinin kısa vadede en olumlu sonucu alabilmesi için avukatla takip ettirmek elzemdir. Savunma yapma ve savunulma hakkı eski yunanda onurlu ve saygın bir konumda olup, Avukatlık mesleğinin ortaya çıkmasında en önemli etken olmuştur. Ceza yargılamasında şüpheli veya sanık konumunda olan bireyin kendisini en iyi şekilde savuna bilmesi için suç isnadına konu olayın dışından bakan olaylara duygusal bir noktadan bakmayan ve bu işi profesyonel anlamda yürüten bir süje olması şarttır.  Özellikle ceza soruşturması başlatıldığında usulüne uygun bir arama kararı, el koyma kararının olup olmadığı, yakalama ve gözaltı işlemlerinde ifade alma yöntemlerinin hukuka uygun yapılıp yapılmadığının takibini bir avukat yapabilecektir. Soruşturma evresinde tutukluluk veya adli kontrol hükümlerinin ne şekilde uygulanacağına ilişkin avukatın müdahalesi sonrası şüpheli lehine sonuçların ortaya çıkmasına etkisi olacaktır. Ayrıca delilin hukuka uygun elde edilip edilmediğinin ortaya konulmasında avukatın önemi ortaya çıkacaktır.

 

Ceza soruşturmasında veya kovuşturmasında yapılacak küçük bir ihmal geriye dönülemez, sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle bazı katalog suçlar için zorunlu müdafilik getirilmiştir. Zira bu davalarda sanık veya mağdurun avukatı olmadan dava sürdürülemez. Ceza muhakemesi hukukuna göre müdafi görevlendirmesi dört şekilde olabilir. Seçimlik müdafi, CMK görevlendirmesi (Baro tarafından) ile ihtiyari müdafilik, zorunlu müdafilik ve adli yardım hükümlerine görevlendirme olabilmektedir.

 

AYM Başvurusunda Avukatın Önemi

 

Anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı 2010 yılı Anayasa değişikliği ile getirilmiş olup, olağan iç hukuk yollarının tüketilmesi itibariyle otuz gün içerisinde yapılabilecek bir başvuru türüdür. Temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü kullanan kişi ya da kurumlarca ihlal edilen vatandaşların olağan kanun yollarında sonuç alamaması dolayısıyla yapabilecekleri iç hukuk yolu başvurusudur. AYM başvurularının usul ve esaslarına ilişkin düzenlemeler, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve AYM iç tüzüğün yer almaktadır. AYM bireysel başvurularına koşulları oluştuğu takdirde herkes başvurabilmekte olup kişi olarak bir ayrım bulunmamaktadır.

 

Bir hakkın bireysel başvuruya konu edilebilmesi için o hakkında Anayasada, AİHS sözleşmesinde ve bu sözleşmenin Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu ek protokollerde düzenlenmesi gerekir. Bireysel başvuru için AYM’nin internet sitesinde bulunan başvuru formunun doldurulması gerekmektedir. Bu formun dışında başka bir form ile yapılan başvurular kabul edilmemektedir.

 

Dolayısıyla hak ihlaline konu edilen olayın bu belirtilen düzenlemelerin dışında olması durumunda AYM konu bakımından yetkisizlik verecektir. Başvuru hakkının kötüye kullanılması durumunda başvurucu hakkında para cezasına hükmedilecektir.

 

AYM bireysel başvurusunu kişi bizzat kendisi yapabileceği gibi avukat yardımı ile yapabilmektedir. AYM başvurusu çok teknik bir alan olup AYM içtihatları, AİHM içtihatlarının yanı sıra geniş hukuki ve teknik bilgi gerektirmektedir. Başvuruda şekil şartının zorluğu ve hak ihlaline konu uyuşmazlığın doğru tespit edilmesi, başvurucunun maddi ve hukuki gerekçeleri yeterince açıklama ve kanıtlama yükümlüğü nedeniyle konuda uzmanlaşmış bir avukat ile yapılması önem arz etmektedir.

 

AİHM Başvurusunda Avukatın Önemi

 

AİHM Avrupa İnsan Hakları sözleşmesini ve ek protokollerini temel alarak yargısal denetim yapan uluslararası bir mahkemedir.  Bu sözleşmeye dayanarak yapılan başvurular sözleşmenin 34 maddesinde “Bu Sözleşme veya protokollerinde tanınan haklarının Yüksek Sözleşmeci Taraflardan biri tarafından ihlal edilmesinden dolayı mağdur olduğunu öne süren her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları Mahkeme’ye başvurabilir. Yüksek Sözleşmeci Taraflar bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını hiçbir surette engel olmamayı taahhüt ederler “şeklinde ifade edilmiştir. İç hukuk yollarının tüketilmesi itibariyle dört ay içerisinde yapılabilecek bir başvuru türüdür. Temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü kullanan kişi ya da kurumlarca ihlal edilen vatandaşların iç hukuk yollarından sonuç alamaması dolayısıyla yapabilecekleri başvuru yoludur.

 

AİHM başvuruları resmi internet sitesinde yer alan matbu formun doldurulması ve posta yoluyla mahkemeye iletilmesiyle yapılabilmektedir. Başvurular Türkçe yapılabilir. Ancak ihlali gerçekleştiren devletin hükümetine bildirilmesinden sonraki süreçteki yazışmalar kural olarak İngilizce ve Fransızca yapılabilmektedir. Ayrıca ihlale konu olayın açıklanması için üç, ihlallerin açıklanması için iki sayfa ayrılmıştır.  Dolayısıyla başvuru açık, anlaşılır, kısa ve öz biçimde belirtilmelidir.  Başvuru formu tek başına ihlali aktarmada yeterli olmalıdır.

 

AİHM başvurusu çok teknik bir alan olup, Güncel AİHM içtihatlarının yanı sıra geniş hukuki ve teknik bilgi gerektirmektedir. Başvuruda şekil şartının zorluğu ve hak ihlaline konu uyuşmazlığın doğru tespit edilmesi, başvurucunun maddi ve hukuki gerekçeleri yeterince açıklamak kabul edilebilirlik için önem arz etmektedir. Dolayısıyla konuda uzmanlaşmış bir avukat ile yapılması başarı şansını arttıracaktır.

 

Sonuç olarak; Hakkında adli bir işlem olan, özel hukuk alanında dava yoluna gitmek isteyen, AYM bireysel başvurusu bulunacak olan, AİHM başvurusu yoluna başvurmak isteyen kimse muhakkak, haklarını öğrenmek ve kendisini savunmak için bir avukatla iletişime geçmeli ve hukuki yardımından faydalanmalıdır.

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

- YASAL UYARI -

yasal-uyari

MCT Hukuk Bürosu, sitede yer alan tüm bilgilerin, zaman içerisinde gelişim ve değişim gösterecek olan güncel hukuk sistemimize uyarlanacağına dair hiçbir garanti vermemektedir. Hukuki makalelerde yer alan bilgilerin dayandığı kanun hükümleri ve yargısal uygulamalar zaman içerisinde değişiklik göstermesi ihtimal dahilinde ve kaçınılmaz olup, ihtiyaç halinde yapılabilecek en doğru davranış, avukatınız ile birebir görüşmek ve destek almaktır. Bu anlamda tarafımızca hiçbir hukuki mesuliyet kabul edilmemektedir. Sitemizde yer alan bilgiler, mesleki dayanışma kapsamında meslektaşlar tarafından kullanılabilir. Ancak bu sitedeki yayınların haber sitesi vb. internet sitelerinde kullanılabilmesi için yayının alınmış olduğu kaynak açıkça gösterilmeli veya bu internet sitesine link verilmek suretiyle (backlink) kaynağa atıf yapılmalıdır; bu şartların sağlanmış olması halinde ayrıca MCT Hukuk Bürosu yetkililerinden izin alınmış olması gerekmemektedir.

KİTABIMIZ YAYINDA

OLAĞANÜSTÜ HAL HUKUKU