Bonoda Ciro Edilemez Kaydı, genel anlatımı ile; bir bono üzerindeki hak sahibinin senedi devretmesini veya devredilebilir hale getirmesini engelleyen bir kayıt türüdür. Bu kayıt, senet üzerindeki hak sahibinin senet üzerindeki alacağının ödeme güvencesini sağlamak için kullanılır.
Kelime anlamına baktığımızda ise; Ciro kelimesi dilimize İtalyanca “Girare” kelimesinden gelmekte olup TDK sözlüğünde tanımı “Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi” [1]anlamına gelmektedir. Türk hukukunda da ciro kelimesi devretmek, bir hakkı tedavül etmek anlamına karşılık gelen bir işleve sahiptir. Uygulamada ise, kanunen emre yazılı senetlerin devir usulü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Emre yazılı bir senet veyahut açıkça emre yazılı olmayan ancak devir usulü ciro yoluyla sağlanan bir senet üzerine konulacak “emre yazılı değildir” “Ciro edilemez” şeklinde bir kayıt senedi nama yazılı senet statüsünü alacaktır. Bu kaydı kural olarak keşideci (düzenleyen) ve ciranta (cirolayan) koyabilir. Keşidecinin bu kaydı koymasının sonuçları ile cirantanın bu kaydı koymasının hukuki sonuçları tamamen birbirinden farklı olup senedin niteliğini tamamen değiştirmektedir. Bu anlamda Ciro “senetten doğan hakları, alacağın devri ise devredenin sahip olduğu hakları devreder.”[2]denilebilir.
Ticaret Kanununda ciro yasağı ile ilgili olarak, ciro edilemez, devredilemez şeklinde, mutlak olması gereken bir şekil şartı da aranmamıştır. Bu sebeple herhangi bir ibarenin yer alıyor olması istenen sonucu elde etmek için yeterlidir.
Keşideci tarafından senet üzerine “Ciro Edilemez” şerhinin düşülmesi
Bir kıymetli evrakın nama yazılı senet olarak kabulü için üç hususun bir arada bulunması gerekir. Bu üç husustan birincisi senedin belli bir kişinin adına yazılı olması gerektiği, ikinci husus alacaklı olarak belirtilen kişinin emrine kaydını içeren bir ibareye senette yer verilmemesi, Üçüncü ve son husus ise, senedin kanunen emre yazılı senetlerden sayılmamasıdır. Bu son şartın senette aranmasının açıkça sebebi, bono, poliçe ve çek gibi emre yazılı olmasalar bile kanunen emre yazılı senetlere özgü devir yöntemi olan ciro yoluyla devredilebilme kabiliyetine haiz olmalarıdır[3]. Üçüncü hususta yer alan kanunen emre yazılı senetlerden sayılmaması hususunu yerine getirmek için Bono, poliçe ve çek gibi kanunen emre yazılı bir senede, senedin düzenleyicisi yani keşideci tarafından ihtiyari olarak “ciro edilemez” ya da “emre yazılı değildir” şeklinde bir ibarenin konulması, söz konusu senedin nama yazılı senetlerden sayılmasını sağlar.
Keşideci tarafından senedin üzerine eklenen “ciro edilemez” şerhi senedin ciro yoluyla tedavülüne imkân vermemektedir. Yukarıda da açıkladığımız nedenlerle senedin düzenleyicisi tarafından senet üzerine düşülen bu ibare ile senet artık ciro yoluyla değil, tıpkı Nama yazılı senetlerde olduğu gibi alacağın temliki yoluyla devredilmesine imkân bulur. Ayrıca belirtmekte gerekir ki keşideci tarafından konulan ciro yasağına rağmen, senedin lehtar veya cirantalar tarafından ciro işlemi ile devredilmesi hukuken geçerli olup alacağın temliki hükümlerini doğurur. Keşideci tarafından bu kaydın konulmasının en önemli sonucu defilerin ileri sürülmesi hususu olup senedi temellük eden yetkili hamile karşı borçlu, her türlü defiyi ileri sürebilir. [4]Kısaca, kendisine senedi ödemesi için başvurulan borçlu, önceki hamillerden biriyle arasındaki temel borç ilişkisine dayanan defileri yetkili hamile karşı da ileri sürebilir. Ancak belirtmek gerekir ki Borçlar Kanunu madde 19/2 hükmü uyarınca “borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.” Bu nedenle senedin borçlusu iyi niyetli alacaklıya karşı borcun muvazaalı olduğunu öne sürerek senet bedelini ödemekten kaçınamaz.[5]
Ciranta tarafından senet üzerine “Ciro Edilemez” şerhinin düşülmesi
Ciranta Kanun hükmünde de açıkça belirtildiği üzere senedi süresi içinde ibraz eden yetki hamile karşı müteselsil sorumludur. Ancak TTK 685/2’ye göre “Ciranta poliçenin tekrar ciro edilmesini yasak edilebilir, bu halde senet sonradan kendilerine ciro edilmiş olan kişilere karşı sorumlu olmaz”. Kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere ciro yoluyla senedi devreden ciranta, senedi ciroladığı yetkili hamilin de bir başkasına senedi devretmemesi için senede sorumsuzluk kaydı ekleyebilir. Ciranta tarafından eklenen ‘ciro edilemez’ şerhi senedin devir usulünde bir değişiklik meydana getirmediği için emre yazılı senetlerin devir usulüne tabiidir. Bu nedenle alacağın temlikinden farklı olarak senedi elinde bulunduran yetkili hamile karşı müteselsil sorumlular kendi aralarındaki temel borç ilişkisine dayanan şahsi defileri ileri süremez ve senedin bir başka kişiye devredilmesi halinde ödenmemesinden de sorumlu olmaz. Uygulamada bir bonoyu devralan kişi, genelde devraldığı ciranta hakkında daha sağlıklı bilgiye sahip olması nedeniyle başka birinin düzenlediği bonoyu almaktan uzak durabilir hatta cirantanın ödenmezse sorumlu değilim ibaresi eklediği bir bonoyu da almaktan kaçınabilir.
“Ciro Edilemez” Şerhi İçeren Bir Bonoda Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibi Yapılıp Yapılamayacağı Hususu
Ciranta tarafından eklenen ciro edilemez ibaresi, senedin kanunen emre yazılı senet niteliğinde herhangi bir değişikliğe yol açmaması sebebiyle kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatılması konusunda da bir engel teşkil etmemektedir. Bu sorumsuzluk kaydının keşideci tarafından eklendiği bir senet ile Kambiyo senetlerine mahsus icra takip işlemi yapılıp yapılamayacağı konusunda öğretide görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin ciro edilemez şerhi ile ilgili vermiş oldukları kararlarında Bonoda “ciro edilemez” “emre yazılı değildir” gibi kayıtların yazılı olduğu bir bonoda, kambiyo senedi niteliğinin devam ettiği belirtilmekle birlikte, böyle bir kayıt içeren bonoya dayanarak lehtarın senedin borçlusu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapması mümkündür.[6]
KAYNAKLAR
[1] https://sozluk.gov.tr, 3 Mayıs 2023
[2] Prof. Dr. Hüseyin Ülgen, Prof. Dr. Mehmet Helvcı,Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, Prof. Dr. Arslan KAYA, “Kıymetli Evrak Hukuku”, İstanbul, On iki levha Yayınları, dokuzuncu baskı, 2014, s.168
[3] Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, Prof. Dr. İsmil Kırca “Kıymetli Evrak Hukuku- Genel Esaslar Kambiyo Senetleri” , İstanbul, On iki levha Yayınları, üçüncü baskı, 2020, s.32
[4] Prof. Dr.Fırat Öztan, “Kıymetli Evrak Hukuku” 12.Bası, Eylül 2006 s.118
[5] Ibid., s.89
[6] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2007/12-206 K. 2007/ 202 T.11.04.2007
English