I. Değer Kaybı
Trafik kazasında hasar gören aracın tamir edilmesi ve tamir masraflarının tazmini için kazada kusurlu olan karşı tarafın sigorta şirketine başvurulması günlük yaşamda her an karşılaşılabilecek, yaygın bir prosedürdür. Ancak kazada aracı hasar gören çoğu kişinin aklına gelmeyen ve sigorta şirketlerinin özel olarak istenmedikçe tazmin etmediği bir maddi zarar kalemi vardır: değer kaybı.
Değer kaybı nedir?
Maddi zarar en basit tabirle kişinin malvarlığında iradesi dışında oluşan eksilmedir[1]. Kişinin malvarlığının zarara yol açan olaydan önceki durumu ile zarara yol açan olaydan sonraki durumu arasındaki fark, maddi zararın miktarını belirtir[2]. Trafik kazası sırasında hasar gören araç tamir edilse dahi kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasında fark doğacaktır. İşte bu fark, değer kaybı olarak adlandırılan maddi zarar kalemidir.
Değer kaybından kimler sorumludur?
Motorlu aracın sahibi (işleten ve varsa bağlı olduğu teşebbüs), sürücü ve sigorta şirketi maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle oluşan değer kaybından müştereken ve müteselsilen sorumludur[3]. Bunun anlamı, aracında değer kaybı meydana gelen kişinin dilediği sorumlu ya da sorumlulara dilediği miktar için başvurabileceğidir. Ödeme gücü en yüksek olan ve alacağın en kolay tahsil edilebileceği taraf sigorta şirketi olduğu için genellikle önce sigorta şirketine başvurularak zarar tazmin edilmektedir. Sigorta şirketinden tazmin edilemeyen miktarlar için motorlu aracın sahibine veya sürücüye başvurma olanağı saklıdır.
Değer kaybının tazmin edilebilmesinin koşulları nelerdir?
Değer kaybının tazmin edilebilmesi için hasar gören aracın kilometresi ve yaşı önem taşımamaktadır. Ancak değer kaybı oluşması birtakım koşullara bağlıdır. Öncelikle maddi hasarlı trafik kazasının tek taraflı olmaması gerekir. Başka bir önemli husus, değer kaybı talep eden kişinin yalnızca kusursuz olduğu ölçüde tazminat isteyebileceğidir. Maddi hasarlı trafik kazasında tam veya karşı taraftan daha ağır kusurlu olan taraf değer kaybı tazminatı isteyemez. Talep edenin kendisinin de kusuru var ise tazminat miktarı bu kusur oranında düşürülür.
Değer kaybına yönelik tazminat talepleri trafik kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Ayrıca araç daha önce bir ya da birden çok kaza yapmışsa ve önceki kazalarda aynı yerden hasar almışsa artık bu sebeple değer kaybı oluştuğu söylenemez. Yine basit aksam veya parçaların değiştirilmesinden ibaret mini onarımlar ile giderilen, küçük ölçekli hasarlar değer kaybına yol açmaz. Trafik kazası sonucunda artık değer ifade etmeyecek duruma gelen, çekme ve hurda belgeli araçların uğradığı hasarlar da değer kaybı tanımına girmez.
Kimi motorlu araç türleri kategorik olarak değer kaybının kapsamı dışında bırakılmıştır. Toplumsal müdahale araçları, belediye otobüsleri, yol süpürme araçları ve itfaiye araçlarında oluşan değer kayıpları tazmin edilemez. Ayrıca türünden bağımsız olarak yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda yabancı plakalı araçlar için de değer kaybı tazmin edilemeyecektir (Danıştay 8. Dairesi’nin 31.03.2021 tarihli E:2020/6493 sayılı kararıyla birçok Tebliğ maddesinin yanı sıra yabancı plakalı araçlara dair bu madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir).
Değer kaybı nasıl hesaplanır?
Değer kaybı sigorta eksperi bilirkişiler tarafından hesaplanmaktadır. Hesaplama yöntemi ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan genel şartlar tebliği ve ekleri ile düzenlenmektedir. Ancak değer kaybının hesaplanmasıyla ilgili mevzuat hükümleri sıklıkla değişmektedir. Şu an için güncel hükümler, 20.03.2020 tarihli 31074 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar adlı tebliğde yer almaktadır. Adı geçen tebliğin 6’ncı maddesi ile getirilen bir yenilik, araçta meydana gelen maddi hasarın aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında kalması hâlinde değer kaybı tazminatının araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamayacağı hükmüdür. Değer kaybına ilişkin bu üst sınır, 01.04.2020 ve sonraki tarihli poliçeler bakımından geçerlidir. Her halükârda hesaplama yapmadan önce ilgili tebliğ hükümlerinin güncel ve yürürlükte olup olmadığını denetlemekte yarar vardır.
Sigorta şirketi değer kaybının tümünden sorumlu mudur?
Araç üzerinde meydana gelen maddi zarar kalemlerinden biri olan değer kaybı, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamına girmektedir. Ne var ki sigorta şirketinin sorumluluğunun miktar bakımından üst sınırları bulunmakta ve bu sınırlar yıl bazında güncellenmektedir. 21.12.2018 tarihli 30632 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ekinde yer alan tabloya göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının maddi hasarlı trafik kazalarındaki teminat sınırı 2019 yılının ikinci yarısı için 39.000 Türk Lirası, 2020 yılı için 41.000 Türk Lirası, 2021 yılı için 43.000 Türk Lirası, 2022 yılı için 45.000 Türk Lirasıdır.
Maddi hasarlı trafik kazalarında çokça karşılaşılan bir durum, araçta meydana gelen zarar teminat sınırının altında kalmasına karşın bu zararın üzerine değer kaybı eklenince teminat sınırının aşılmasıdır. Böyle bir durumda sigorta şirketinden tazmin edilemeyen miktar için öteki müşterek ve müteselsil sorumlulara başvurulması gerekmektedir[4]. Öte yandan, ihtiyari mali sorumluluk sigortası yaptırarak teminat sınırlarını yükseltmek mümkündür.
Kasko kural olarak değer kaybını karşılamaz. Uygulamada matbu olarak hazırlanan hiçbir kasko poliçesinde teminat altına alınan maddi zarar kalemleri arasında değer kaybı yer almamaktadır. Kaskonun değer kaybını kapsaması istenirse, değer kaybının tazminine ilişkin bir klozun özel olarak ekletilmesi gerekir.
II. Kazanç kaybı
Maddi hasarlı trafik kazası meydana geldikten sonra motorlu aracın onarım amacıyla serviste kaldığı süre boyunca kullanılamamasından ötürü zarar doğabilir. Örneğin taksisi onarılıncaya değin çalışıp gelir elde edemeyen bir taksi şoförünün durumu böyledir. Motorlu araç üzerinde meydana gelen fiili zararlardan ayrı olan bu maddi zarar kalemi kazanç kaybı olarak adlandırılır.
Değer kaybının tersine kazanç kaybı kural olarak sigorta kapsamına girmez[5]. Kazanç kaybını tazmin etmek isteyen kişi kusursuz olduğu ölçüde araç sahibine (işleten ve varsa bağlı olduğu teşebbüs) veya sürücüye başvurabilir. Araç sahibinin ve sürücünün sorumluluğu burada da müşterek ve müteselsildir. Kazanç kaybı haksız fiile ilişkin genel hükümler çerçevesinde tazmin edilecektir. Tazminat hesaplanırken kişinin motorlu aracı kullanmaması nedeniyle kurtulduğu masrafların da gözetilmesi ve uğradığı zarardan düşülmesi gerekir[6]. Ek olarak, kazanç kaybını gösteren belgelerin varlığı zararın ispatı açısından elzemdir.
[1] Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin, Yirmi Birinci Baskı, Ankara, 2017, s. 543.
[2] Ibid., s. 545.
[3] Fikri Tunç Keskin, Araç Kıymet (Değer) Kaybı, Adalet, Üçüncü Baskı, Ankara, 2020, s. 79.
[4] Ibid.
[5] Rıza Ayhan, Hayrettin Çağlar, Mehmet Özdamar; Sigorta Hukuku Ders Kitabı, Yetkin, Üçüncü Baskı, Ankara, 2020, s. 256.
[6] Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2006 tarihli E:2006/5225 K:2006/8352 sayılı kararı.